4 Kasım 2011 Cuma

26 Mart 2011 Erciyes Yamaç Tırmanışı

Erciyes'e 20 cm kar yağmışken ve sezon artık iyice yaklaşırken geçen sezonun sonuna doğru yaptığımız efsanevi (en azından benim için) tırmanış ve kayış ile ilgili bir yazı yazayım dedim. Aslında yazıyı yazmıştım ama derlemek ve yayınlamak bugüne kısmetmiş.

2010 Martında skiciyiz.biz den bir ekibin yaptığı sezon sonuna doğru Erciyes'in yamacına tırmanıp kayma işini 2011 Martta tekrarladık. Benim için bir ilkti ve muhteşemdi. Bundan sonra her yıl olur umarım ve ben de her yıl bu şekilde tırmanıp kaymak isterim.

26 Mart Cumartesi günü Samsun - Çorum ve Ankara'dan gelen arkadaşlarla otogarda buluştuk. Ankarada'dan gelen arkadaşların malzemeleri bagaja atıp dağ yoluna düştük. Sabah 9'u geçerek liftlerin aşağısında hazırlandık.



10'a doğru 2. liftin üstünde hazırlıklarımızı yapıp, boardları, kayakları çantalara bağlayıp, pozumuzu verip tırmanmaya başladık.




Fotoğrafın tam ortasındaki kayanın gölgesinin düştüğü yamacın solundaki kayalıkların arasında kalan (bu açıdan bakıldığında pek belli olmayan) yerden kaydık.


Fotoğraftan sanki çok uzak değilmiş gibi görünse de tırmanmamız dinlenmelerle beraber 4 saat sürdü sanırım.







Çok dik ve buzlu yerlerden geçtik, insan orada tırmanırken çok tedirgin oluyor, hafif bir dengesizlik durumunda ayak kaysa bir daha durmanın imkanı yok. Açıklık olan yerlerde taşların üstünden geçtik.








Geçtiğimiz bir yerin görüntüsü, dikliğin nasıl olduğu anlaşılıyor.



Tırmandığımız bir noktada eğimin ne kadar olduğu fotoğraftan anlaşılıyor. Bir de açıklık alan olduğundan rüzgar yüzeyi çok sertleştirmiş, yer yer buz. Dolayısıyla ayakları saplayarak veya bir önde çıkan kişinin izlerini takip ederek çıkmak gerekiyor.


Çıkışta zaman zaman arkaya baktığımda diklik beni korkutuyordu. Aşağıya baktığımızda 1. ve 2. etaptaki liftler baby lift gibi görünüyordu, pistlerde neredeyse hiç eğim yokmuş gibiydi. O kadar yükselmiştik yani. Son bir mola verip dinlendikten sonra kayacağımız yere kadar 50 mt.lik bir mesafeyi bir sırttan yürümek gerekiyordu. Bu sırtta sağ tarafta kayacağımız yer, sol tarafta Develi tarafına doğru ise daha dik bir yer vardı. Aşağıda fotoğrafı olan kaymaya başladığımız yer şimdiye kadarki kaydığım en dik yerdi heralde.


Direk aşağı doğru kayamadım zaten, o kadar dik geldi ki boardun yönünü aşağıya çevirir çevirmez inanılmaz hızlanıyor. Mecburen zikzaklar çizerek, keserek kaydım. Önce burunda keserek gittim, durup yönümü değiştirip topukta sona kadar gittim. Slaloma giremedim, eğim çok fazla olduğundan aşağı çevirir çevirmez acayip bir ivmeyle hızlanıyor, neredeyse 9,8'dir yani :)


Aşağıdan yukarısının görünümü.


Kayalıkların sayesinde rüzgardan korunduğu için mükemmel bir toz kar vardı.


İnip aşağıda biraz bekledik.




Sonrasında aşağı kadar yer yer sertleşmiş, yer yer yumuşamış karda Zümrütün oraya kadar kaydık.



Mutlu son.


Şehirdışından gelen arkadaşlarla merkezde Elmacıoğlu'nda birşeyler yedikten sonra günü sonlandırdık.


Ertesi gün hava güzel olmasına rağmen tekrar dağa çıkma ihtiyacı hissetmedim. Hem Pazar gününün kalabalığı, hem tırmanışın yorgunluğu, artı kaydığımız yerler muhteşem olduğu için sonrasında pist kesmeyecekti. Günübirlik harika bir faaliyetti, her yıl tekrarlanabilir.

Bonus: http://vimeo.com/21530404 (Tırmanışa ilişkin bir video)