31 Ekim 2011 Pazartesi

Almus

23 Ekim 2011 Pazar günü Almus'a gitmek için haftaiçinde facebooktaki grubumuzda duyuru yapmıştık. Sabah 9'da İsmail abinin dükkana vardığımızda kimse yoktu, 10 dk. kadar bekledikten sonra hala kimse olmayınca Taylan'la yola çıkmaya karar verdik. Turun haritası


Hava kapalı ve soğuktu. Hava durumuna göre yağmur yağmayacaktı. 9'u geçerek yola çıktık.


Şimdiye kadarki turlarda hep batıya gitmiştik, bu turda doğuya doğru gidiyoruz.


Toki görünüyor.


Almus ayrımı


27 km. kalmış.


Bir noktadan sonra rampalar başlıyor, hava zaten soğuk ve rüzgarlı. Rüzgar hem üşütüyor hem de hızımızı engelliyor.


Taylan Amasya'dan beri kendini geliştirmiş, rampalarda hep fark atıyor bana.


Rampada Tokat'ın göründüğü son virajda duruyoruz. Çok uzakta Yazıcıoğlu'na yapılan binalar görünüyor.




17 km. kalmış, halen rampa çıkmaya devam ediyoruz.
  

Benim artık gücüm tükeniyor, aksilik yanımıza enerji verici herhangi bir şey de almadık. Mesafe çok uzun değil diye küçümsedik ama soğuk, rüzgar ve rampalar bizi bitirdi. Şehirlerarası yollardaki gibi benzinlik, bakkal falan da yok. Yanımızda enerji verici birşeyler olsa belki onların vereceği rahatlık yetecek ve ihtiyaç dahi duymayacağım. Bir noktadan sonra gücüm tükeniyor, pedal basamıyorum, şekerim baya düştü sanırım. Yer yer bisikletten inip yürüyerek çıkıyorum rampaları.




Ve nihayet rampanın bittiği ve inişin başladığı noktaya geliyoruz. Uzaktan baraj gölü görünüyor.



Bu noktadan sonra Almus'a kadar pedal basmadan 40-45 yer yer 55 km/s hızları görerek iniyoruz. Virajlara hız kesmeden hafif yatarak giriyoruz. İnmek çok keyifli, kahkahalar attırıyor bana, ama rüzgar da fena üşütüyor bir yandan.



İlçe merkezinde Bimde durup muhteşem ürünler arasından enerji verici çikilata falan alıyoruz. Baraj kenarındaki balık tesislerine gidiyoruz. Tesislere kadar toplam 37,5 km. olmuş.


2 saat 55 dk.


Hızlı inişimiz bile ortalamayı pek yükseltememiş.


Alabalık tesisinde birer güveç birer de ızgara balık yiyip kendimize geliyoruz. İkisi de lezzetliydi, güveçte olanın sosu güzel ama ızgara her zaman daha lezzetlidir bence. 1 saat kadar zaman harcadıktan sonra dönüşe geçiyoruz.




Hızlıca indiğimiz rampanın çıkışı var şimdi de


Yolda bir kayalıkta Taylan poz veriyor. Ben oraya çıkmaya harcayacağım enerjiyi gitmeye harcarım diyerek çıkmıyorum :)




Dönüşte yine rampalar zorluyor. Ama inişe geçtiğimizde uzunca bir süre pedal basmadan geliyoruz. Ancak Tokat'a epey yaklaşınca ilk defa güneş yüzü görüyoruz biraz. Artık son km.lerde yol düz olmasına rağmen zor gidiyoruz, pedala zor basıyorum yorgunluktan.

Bu turda bisikletten nefret ediyoruz ikimiz de. Bisikletleri satsak motor alsak diye hayal kuruyoruz :) Uygun hava koşullarında çok keyifliyken, hava ve yol koşulları elverişsiz olduğunda eziyete dönüşüyor bisiklet.

Evin önüne geldiğimizde toplam 78 km. yapmışız.


Toplam teker dönme süresi


Ortalama hızımız biraz yükselmiş.

3 Ekim 2011 Pazartesi

Bisikletle Amasya

Epeydir bisikletle Amasya turu yapma niyetimiz vardı. Pazar, Zile, Turhal turunda da bir günde 130 km. yapınca bu tur için daha bir güç bulduk kendimizde. Tokat-Amasya 115 km. Aynı gün gidiş dönüş yapmak bizim için mümkün olmayacağından bir haftasonu tek gece konaklamalı bir tur düşünüyorduk.

1-2 Ekim tarihleri müsait göründü ama haftasonuna doğru hava bozmaya başladı, biz de son ana kadar tur için kararsız kaldık. Cuma günü yağışlıydı. Haftasonu için de meteorolojinin web sitesi Tokat'ı sağanak yağışlı, Amasya'yı açık gösteriyordu. Pazar her ikisi de açık görünüyordu. Sat24 diye Avrupa'nın son 2 saatteki hava değişimi ile ilgili uydu görüntülerini yayınlayan siteye baktığımda Cumartesi havanın açacağını düşündüm. Böylelikle ıslanma ihtimalini da göze alarak Taylan ile turu yapmaya karar verdik.

Turun haritası

Cumartesi sabah erken çıkmak istediğimizden ve Taylan'a da bisiklet kiralayacağımız için Cuma akşamdan İsmail abinin dükkana gittik. Kiralık bisikletler kısa-orta mesafeye uygundu, uzun tura uygun kiralık bisiklet bir tane vardı ama o da iyi durumda değildi. İsmail abinin ikna ve satış yeteneği sayesinde :) Taylan da bir tur bisikleti sahibi oldu. Benim bisiklet ile aynı seri Scott Sportster 60. V fren ve sabit maşa olduğundan benimkine göre oldukça hafif.

Taylanın bisikleti.


Cumartesi sabah 7'de yola çıkabilmek için 6'da kalktık. Hava henüz aydınlanmamıştı ve epey soğuktu. Bisikletler balkonda dinleniyordu. Sat24'e takrar baktım, Türkiye'nin üzerini çok hafif bulutluydu, büyük ihtimalle yağmayacaktı. Sırt çantam ufak olduğundan, büyük bir çantayı sırtımda taşımak istemediğimden, henüz bir heybem olmadığından ve gece konaklayacağımızdan, kıyafetlerimi bir çöp poşetine koyup bisikletin arka bagajına lastikle bağladım.


Benim arka lastiğin havası biraz az geldi. Uzun yol ve bagajda da biraz yük olduğu için lastiğe pompayla hava basayım dedim ama basmaya çalıştıkça lastiğin havası indi. Yola başlamadan moralim biraz bozuldu tabi ama pompanın ucundaki lastiği çıkarıp biraz uğraşınca oldu. Lastiğe iyice hava vurdum.



Evin önünde bir poz çekinip 8 gibi yola koyulduk.


Üniversite köprüsü


Yolun henüz başı, daha 106 km.miz var. Hava soğuk, parmaklarımız ve yüzümüz donuyor. Yağmur her an yağabilir gibi. Ama bir sağanak ihtimali de yok gibi, yağsa da az yağacak gibi. Yanımıza çöp poşeti de aldık. Sağanağa yakalanırsak giyinmek için :)


Tokat'ı çıkıyoruz.


Yola devam.




Kilometreler 10'ar 10'ar azalıyor.




Ve Turhal sınırlarına giriyoruz.



Sağda bir istasyonda ilk molamızı veriyoruz.


Saat 9:50


40 km. olmuş.


1 saat 47 dakikadır teker döndürüyoruz.


Ortalama hızımız.


Moladan bir kaç poz.





Yola devam, Turhal merkez, Amasya ayrımı.




 Yolun kabası bitmiş :)


Turhal'dan geçerken kısa bir süre yağmur çiseledi, bunun dışında neyse ki tur boyunca bir daha yağmur görmedik. Turhal sınırlarından çıkıyoruz.


Buradan sonrasında Çengel'e varana kadar hafif tırmanışlar var.





10'ar 10'ar azalmaya devam ediyor.


Ve Çengel görünüyor.




Taylan rampada epey yorulmuş.



Buraya kadar 60 km.


3 saat 11 dakika olmuş.


Ortalama hızımız neredeyse 19.


Karnımız da epey acıkmış. Kavurma yiyip, biraz da dinlenip yola devam ediyoruz.


Asıl rapmalar Çengel'den sonra başlıyor.


Bir ara geriye dönüp baktığımda Taylan'la mesafe epey açılmış.


Arkadan bir tır ağır ağır çıkıyor. Taylanın oradayken korna çalıyor. (Yol boyunca kornayla selam veren çok araç oldu, biz de selam verdik yayalara ve araçlara) Bir süre sonra bana yaklaşınca bana da korna çalıyor. Yanaşıyor ve yavaşlıyor. Kasasının arkasında tutunuyorum, aynadan tutunduğumu görünce devam ediyor, 2,5-3 km. kadar rampanın en ağır kısımlarını 20-23 km. hızlarla bu şekilde rahatça çıkıyorum, sadece sol kolum biraz kasılıyor kamyondan tutunduğum için. Tek kolum kamyona tutunduğu, diğeriyle de gidonu sıkı sıkı tuttuğum için bu anı fotoğraflayamıyorum ne yazık ki. Rampanın sonuna varmadan bırakıyorum kasayı, el sallıyorum kamyoncuya, o da kornayla selam veriyor. Taylan'ı beklerken dinleniyorum bir süre. Taylan epey yorgun geliyor, rampa çıkmaktan. Biraz onla birlikte dinlendikten sonra rampanın kalan kısmını tamamlıyoruz. Sonrasında Aydınca'ya güzel bir iniş. Rampanın inişi daha dik ama mesafe daha kısa. Rapma sonunda hızımız 50 km.'ye ulaşıyor.


Burdan sonra hava tamamen açık. Tam tur havası, güneş ısıtıyor ama yakmıyor.


Bisikletim toplamda 1000 km.sini tamamlamış.






Ara ara bulutlar gelse de


Güneş yüzünü gösteriyor.


Yolun bundan sonrası rahat, genellikle düzlük, tatlı ve kısa iniş ve çıkışlar var yer yer.


İsmi ilginç geldi.


Çok bir yol kalmadı artık.



Çorum, Ankara ayrımı.


Bitti sayılır.


Uzaktan heybetli dağlar görünüyor.


Turun 100 km.si tamamlanmış bu arada.






Ferhat'ın açtığı kanallar olduğu söylenen yerde duruyoruz.






Yol boyunca bir süre devam ediyor bu kanallar.


Ve sonunda Amasya tabelası



Merkeze geldik sayılır.


Irmak kenarına geçiyoruz.




Buraya kadar yaklaşık 113 km. olmuş.


Yaklaşık 6 saat bisiklet sürmüşüz.


Ortalama hızımız.


Saat 4'e geliyor.


Irmak kenarında bir süre oturup dinleniyoruz.




Yeterince dinlendikten sonra hem biraz turluyoruz. Amasya'da ırmak kenarını çok güzel değerlendirmişler. Irmak temiz akıyor, ırmak kenarındaki tarihi doku korunmuş, kaya mezarlar da bu bütünlüğü tamamlıyor.




Kalacak yer için fiyat soralım diye ırmak kenarındaki otellere bakıyoruz.



Irmak kenarındaki fiyatlar 2 kişilik oda için kahvaltı dahil 100-120 TL civarında. Kişi başı 50-60 TL düşüyor yani. Öğretmenevinde fiyatlar kişi başı kahvaltı dahil 25 TL, fakat 2 kişilik odaları yok, 3 ya da 4 kişilik ve paylaşımlı odalar. Merkezde olmasından ve fiyat avantajından dolayı öğretmenevini tercih ediyoruz. Oda şartları gayet iyi, temiz. Sıcak su ve temizlik bizler için yeterliydi zaten. Lcd tv, uydu, sıcak havalarda gelecekler için klima imkanlarını da belirtelim. Bisikletlerimizi bodrum katında güvenli bir yere kilitliyoruz. Odaya yerleşip duş alıp biraz uzanıp dinleniyoruz. Biraz uzandıktan sonra yorgunluk anlaşılıyor. Akşam 8'e doğru yemek için çıkıyoruz. Çıkmışken bir kaç gece fotoğrafı da çekiyoruz. Kompakt makinemle bazı uzun pozlama çalışmalarım.






Akşam yemeğini ırmak kenarında bir restoranda yeyip sonrasında biraz dolaşıyoruz. Hava biraz serin, ırmak kenarı beklediğimizden daha cansız. 10'u geçerek öğretmenevine dönüp yatıyoruz.

Ertesi sabah 7:30 da kalkıp eşyaları hazırlayıp kahvaltıya geçiyoruz. Kahvaltımızı yapıp eşyaları toparlayıp, bisikletleri çıkarana kadar saat 9'u buluyor. Öğretmenevinin önünde, bir de saat kulesi fonuyla fotoğraf çekinip yola devam ediyoruz.




Bu sefer dönüş yolunun başındayız.



Gelirken gördüğümüz bir tabelayı fotoğraflıyoruz.


Evliyalığı sadece sarılığa söküyor herhalde diyorum. Taylan da TUS gibi Evliyalıkta Uzmanlık Sınavında sarılıkla ilgili alanı kazanmış sarılık konusunda uzmanlaşmıştır belki diyor.



Kilometreleri 10'ar 10'ar azaltmaya devam ediyoruz.


Yolda bir istasyonda ilk molamızı veriyoruz.



Buraya kadarki tur başından beri toplam km., süre ve ortalama hız.





Bu sefer Aydınca sonrasında rampa daha dik ama diğer tarafa göre daha kısa. Rampa biraz zorluyor, belki yine bir kamyon yakalarım diye düşünüyorum ama kamyonlar tutunabilecek hızın üstünde gidiyorlar. Biraz bisikletleri ele alıp yürüyoruz, sonrasında tekrar sürmeye başlayıp rampayı bitiriyoruz.

İnişte eğim daha az ama daha uzun mesafe. Yine de bazı yerlerde hızlı gitmemize yetmediği için pedal basmak zorunda kalıyoruz. Bu arada pedal basmaktan daha çok yoran ve sarsan şey iri çakıllı asfalt oluyor.




Albayrak köyünün ilköğretim okuluymuş. Herhalde Tokat merkezde bile böyle bir ilköğretim okulu yoktur, bizim fakülte binasından daha iyi görünüyor :)



Tokat sınırlarına giriyoruz.



Turhal


Turhal'a Amasya tarafından girişte şehir merkezine yöneliyoruz. Bisikletli birkaç çocuk hemen başımıza toplanıyor. Bizleri merkezde bir dürümcüye götürmelerini söylüyoruz, bisikletleriyle eşlik ederek kestirme yollardan götürüyorlar.


Karnımızı doyurduktan sonra yola devam ediyoruz. Tokat'a kadar pürüzsüz asfalt




Bir önceki uzun turumuzda dönüşte de mola verdiğimiz benzinlikte mola veriyoruz. Birer ice tea iyi geliyor. Bugün düne göre güneş daha yakıcı.


Turun başından beri 200 km. olmuş.


 Saat 3:34


 Tokat'a giriş yapıyoruz.


Bu noktada turun başından beri km. tam 222.22


Üniversite görünüyor.


17:27'de evin önündeyiz.


Toplam 227.76 km. olmuş.


12 saat 38 dakika bisiklet sürmüşüz.


Ortalama hızımız 18 km/s




Bisikletim de bu turun sonunda toplam 1161 km. olmuş


Keyifli ve rahat bir turdu, şu an halen üzerimde yorgunluğu var tabi ki. Kamyoncular dostumuz, köpeklerse can düşmanımızmış, bu turda öğrendim :)