17 Haziran 2013 Pazartesi

Avlunlar Gökçeyol Göleti 15-16.06.2013

Yeni bisikletimle ilk kalmalı turumu geçen hafta sonu Tokat Bisiklet Topluluğundan arkadaşlarla Avlunlar tarafında Gökçeyol göletinde yaptım.


Cumartesi akşam 6 gibi yola çıktık, 5 kişi öncü ekip olarak. Arkamızdan 5 kişi biraz daha geç yola çıktı. Akşam 9'u geçerek de arabayla İsmail abiler yola çıktı, ekibin malzemelerini arabayla onlar getirdiler. Ben hem yazın çıkacağım turlar için antreman olsun diye, hem de ön tarafa takılan heybelerle nasıl gideceğimi görmek için malzemelerimi kendim taşıdım.

Yolda inanılmaz bir rüzgar vardı, ortalama hızımızı epey bir düşürdü, ortalama 15'i zor tutturduk, daha rampalara gelmeden.


2. ekip asıl rampalara gelmeden bizi yakaladı, biz de zaten molalar vererek yavaş yavaş gitmiştik. Rampalar başlayınca ben biraz geriye düştüm. Hedefimiz hava kararmadan kamp yerine varmaktı ama Gökdere'ye varınca hava çoktan kararmıştı. Avlunlar tarafına saptık. Ekipten bir arkadaşın tanıdığının Avlunlar'da bir köyde düğünü varmış. Akşam vakti bir de oraya uğradık. Yolda bir köpek peşimize takıldı ve oraya kadar bırakmadı peşimizi. Düğün tam şenlikti, silahlar sıkılıyor, oyunlar oynanıyor, oturduk yemek getirdiler, sonrasında çayımız geldi, ilgilendiler sağ olsunlar. Kalkarken oynamadan gitmek olmaz dediler, bir de oynadık. Köyden yolu tarif edip bir noktaya kadar da eşlik ettiler. İşte o noktadan sonrası hem bozuk taşlı stabilize yol, hem dik rampalar, bir de bisiklet yüklü haldeyken yavaş şekilde rampa çıkarken kontrol zor oluyor gerçekten.

Kamp yerine vardığımızda saat gece 11'i geçiyordu. İsmail abiler arabayla geldiğinden çoktan gelmişler, semaveri yakmışlardı. Ben direk çadırı kurdum, malzemeleri içine attım, çadıra geçip üstümü değiştim, kalın bir şeyler giydim. Rakım yüksek ve su kenarı olduğu için biraz soğuktu. Düğünde yemiştik ama sonrasında yine rampa çıktığımız için acıkmıştık, biraz köfte ekmek yedik. Sonrasında çay, sohbet muhabbet, konservatuvardan bir arkadaş kemençesini getirmişti, İsmail abi de bağlamasını, bir süre onları dinledik.


Ben gece 2 gibi yattım, ertesi sabah sınavda görevim vardı, sabah 5 gibi yola çıkarız diyorduk.





Sabah 5 gibi kalktım, bazı arkadaşlar yatmamıştı sanırım, diğerleri büyük çadırda veya arabada yatmışlar. Toparlanmaya başladım, malzemeleri heybeye doldurma, çadırı toplama falan derken saat 6 oldu, henüz grupta bir hareket yoktu. Benim sınava yetişmem gerektiği için çıkmam lazım dedim. Yanıma bir arkadaş da eşlik etti biz çıktık. Ben yine yüklü halde yol aldım. Sabah erken saat olduğu için iki yerde yine köpekler karşıladı bizi. Bisikletten inip yanlarından yavaşça geçince havlasalar da bir şey yapmadılar. Gökdere'den sonra Akbelen girişinde bir benzin istasyonunda durduk, kahvaltı yapmadığımızdan benim şekerim düştü biraz, çikolata gofret ne bulduysam aldım. Yola çıktık, bir süre sonra ekip bizi yakaladı, onlarla birlikte yol aldık. Rampa çıkışında onlar dinlenmek için durmuşlardı, ben yüklü olduğumdan rampaları ağır ağır çıkıyorum mecburen. Vakit dar olduğundan ben yola devam ettim. 8:20 gibi eve vardım, duş bile alamadan hemen üstümü değişip sınav görevine gittim.

Yorucu olmasına rağmen güzel bir turdu, Tokat ekibi için de ilk kalmalı turdu sanırım, benim için de yeni biskletimle ve de önde bagaj ve heybeyle gittiğim ilk kalmalı turdu.

12 Haziran 2013 Çarşamba

09.06.2013 Canpolat Üzerinden Erbaa

Geçen Pazar Canpolat yaylasına piknik yapmak amacıyla tur yaptık. Sabah 6'da İsmail abinin dükkanın önünden yola çıktık. 12 kişiydik sanırım. İsmail abi de motorsikletle geldi. Hem malzemeleri taşıdı, hem de bizden önce yaylaya çıkıp semaveri yakacaktı.

Hava biraz kapalıydı ve soğuktu erken saatlerde. Yol üstünde de yer yer hafif yağmur yedik. Niksar'a doğru giderken 25. km.den sonra sola Avlunlar'a yol ayrılıyor. Oraya saptıktan sonra ilk ayrımdan sağa sonraki iki ayrımdan sola gidilerek Canpolat'a ulaşılıyor.


 İsmail abi bizden önce çıkmıştı, yaylada yağmur varmış, o da daha aşağılarda bir yerde piknik yapalı dedi. Tamam dedik. Yaylaya 10 km. kala bir yeşillik alanda durup karnımızı doyurduk.


Oradan geri dönülecekti, ama hava biraz düzelince buraya kadar gelmişken yaylaya çıkalım dedik, ıslanacaksak da ıslanalım diyerek. Canpolat'tan Erbaa'ya inen güzel bir yokuş varmış. İniş çok güzel olur dediler, İsmail abi Erbaa'da bisikletle ilgilenen bir tanıdığını aradı, büyük dolmuşu varmış, biz indikten sonra tekrar bırakabilir mi diye. Olumlu yanıt alınca rotayı Erbaa'ya çevirdik. İsmail abi motosikleti dönecek bir arkadaşa devredip onun bisikleti aldı.

10 km. kadar yer yer hafif yer yer ağır eğimli rapmalarda tırmanışa devam ettik.


Yolda manzara harika, yol biraz dar ve çukurlu ama etrafta her yer yemşeşil, 2 km.ye bir çeşme var neredeyse yol kenarında.



Sonunda Canpolat'a geldik.


Canpolat'tan geçtikten sonra sağa doğru Erbaa'ya dönüyor, sola dönünce büyük yayla, sağa dönüp Erbaa'ya doğru giderken de küçük yayla var.


Bu noktadan sonra bir kaç küçük iniş çıkıştan sonra Erbaa'ya kadar sürekli iniş. Şu ana kadarki maksimum hızımı bu yolda gördük, 75,6 km/s


İnişte bir noktada arkada tarlalar güzel görünüyordu, orada durup fotoğraf çekindik.


Girişte bir benzin istasyonunda Erbaa Bisiklet Kulübü'nden arkadaşlar bizi karşıladılar, oraya kadar 70 km. olmuştu. Bizi bir de mtb parkuruna soktular, ben de tur bisikletiyle öyle bir parkura girmiş oldum. İnanılmaz eğimli yerler vardı ama, mecburen bisikletten inip yürümek gerekiyor, indiğimde ayaklarımın bile tutunamadığı diklikte yerler vardı hatta.



Bu parkuru tamamlayıp Lykos diye güzel bir mekanda 1 saat kadar oturduk, bir şeyler içtik. Sonrasında ParkVadi diye bir mekandan eleman dolmuşla bizi alacaktı, oraya gittik bisikletle. Erbaa'ya çok güzel bir göl, piknik yeri yapmışlar, adeta Ankara'daki büyük göllü parklar gibi. Tokat'ta bile yok böylesi. Erbaa Tokat'tan daha yeşil, daha güzel ve daha modern geldi bana.


Sonrasında minibüse bisikletleri yükleyip biz de arka kabine bisikletlerle birlikte doluşup Tokat'a döndük. O gün yapılan km: 81.


Yaklaşık 5 saat sürmüş.


Ve ortalama hız 16,4 km/s