22 Ocak 2013 Salı

Ilgaz Yıldıztepe

Geçen sene Fatih abiler Yıldıztepe'ye gitmişlerdi, pistinin eğimi çok az ama telesiyej altı bolkarda çok iyi demişti. Fotoğrafını görünce de Sarıkamış 5'e benzetmiştim.

Bu sene de bir konuştuğumuzda Yıldıztepe'ye niyetlenirseniz haber verin, ben de gelirim demiştim. Geçen hafta Fatih abi aradı ve haftasonu için niyetlerinin olduğunu söyledi. Benim de asıl niyetim Erciyes'e gitmekti ama bir kaç haftasonudur Erciyes'te rüzgar maalesef çok şiddetli, belli bir şiddetin üstünde olunca da liftler çalışmıyor. (Dönünce okuduğum yorumlarla da Erciyes'e gitmeyerek iyi bir iş yaptığımı anladım, cumartesi hiç açılmamış liftler, pazar hava iyiymiş ama hem geç açılmış, sadece tekir tarafı açılmış ve sırada yüzlerce kişi, kavga gürültü vs.)

Ben gece 4'ü geçerek Tokat'tan yola çıktım, 5:30 gibi Hakan (Fatih abinin kardeşi) ve Fatih abiyle yola devam ettik. Yolda yine klasik Tosya'dan sonra Metepark dinlenme tesislerinde durduk (bu yolun klasiği oldu artık, dönüşte de durduk) Yıldıztepe için de ana yoldan Ilgaz tarafına sapılıyor, milli parka, kayak merkezine gider gibi devam ediliyor ama bir noktadan sağa sapmak gerekiyor.


Fotoğrafta C noktası Yıldıztepe, A noktası ise Ilgaz kayak merkezi. Sağa saptıktan sonra yol maalesef kötü, çamurlu, bozulmuş. Birkaç noktada arabanın altını sürttük. Yukarı 9 gibi vardık. Bir tane cafesi var. 100 mt. kadar aşağıda da tek oteli var (Armar otel)


Bizden başka sadece bir araç vardı, telesiyej henüz çalışmıyordu, görevlilere çalışacak mı diye sorduk, çalışacak dediler.



Eğim güzel görünüyordu. Hazırlanmaya başladık, biz hazırlanırken bir kaç araç daha geldi. İlk çıkanlar biz olduk sanırım, hatta daha pist ezilmedi bekleyin dediler ama bize farketmez dedik. Çıkarken eğimler daha iyi anlaşılıyordu, Sarıkamış 5'den daha dik yerler var ama eğim stabil şekilde devam etmiyor, çok dik eğim 100 mt. kadar indikten sonra düzleşiyor, sonra yine bir 100 mt. kadar devam ediyor.







İlk turu ısınalım diye pistten attık, pistin eğimi gerçekten de çok az, hatta hiç yok nerdeyse. Yine bir yerde eğim sıfıra indiği için tek ayak çözmek zorunda kaldım. Yavaş giderken bir hareket yapayım dediğinde duruyorsun. Acemiler için bile düşük kalır pistin eğimi. Yeni bir pist gelecek seneye açılacakmış sanırım.

İlk turu pistten attıktan sonra telesiyej altına başladık. Bir kaç yer bugüne kadar kaydığım en dik yerler arasındaydı sanırım. Eğimin stabil şekilde devam etmemesi kötü. Stabil devam etse yardırıp gidilebilir ama bir anda kesiliyor, doğal rampa çok fazla, yer yer dik atlayışlar var. Oralarda iyice yavaşlamak gerekiyor, çok risk almak istemediğimizden. Kar seviyesi yeteliydi, hatta eğimin kesildiği ya da düştüğümüz yerlerde bolkarda debelendik. Sarıkamış kadar bol kar vardı neredeyse, kar kalitesi de oranınkine benziyor, ağaçlar arasında kaldığından rüzgardan da korunaklı. Aşağıda ve liftte rüzgar yok ama tepede rüzgar vardı gün boyunca.

Bir yerde ters eğim vardı, oraya ilk turda ezilmediği için hızlı girmek de kar etmedi, mecbur debelendik biraz. Sonraki turlarda ezilmiş olduğu için rahat geçtik orayı. Bizden başka telesiyej altında kayan yoktu, zaten normalde de görevliler müsaade etmiyor ama geçen sene Fatih abi kaymış, bu sene de arayıp kayabilir miyiz diye sorunca "sen o geçen seneki sarı montlu musun?" diye sormuşlar.





Öğlene doğru hem kar yağışı hem de sis bastırdı, telesiyejle yukarı çıkana kadar üstümüzde kar birikiyordu. Pistten attığımız ilk tur hariç 5 ya da 6 tur yaptık telesiyej altından ama Sarıkamış'ın bir günlük 15 turuna eşit yorulduk neredeyse. Eğim sabit olmadığından bolkarda daha fazla debelendiğimiz için daha fazla yorulduk sanırım. Sarıkamış'ta ben geçen sene 8 günde bu kadar düşmemişimdir. 3-3:30 gibi kaymayı bıraktık. Arabanın üstünde 15-20 cm. kar birikmişti, sabahtan beri iyi yağmış. Üstümüzü değişip yola çıkmaya çalıştık ama aşağıda bir tıkanıklık vardı, meğer bakan mı vali mi neyse artık birileri geliyormuş, karlı yolda da bir yerden çıkamamışlar, yolu tıkamışlar, en az 20 dk. onları bekledik. Sonra karlı çamurlu yolları ağır ağır geçerek asfalt yola çıktık ki kar orada da tutmuş, 5-10 km. kadar ağır ağır ilerledik, 3-4 viteste, sonra kar kalmayınca, yağış da yağmura dönünce normal seyretmeye devam ettik.

Yıldıztepe bence güzel, eğimleri iyi, telesiyej altı biraz elden geçirilir, eğimler düzenlenir, Sarıkamış, 3, 5, 8, 9 gibi ormanın içinden bir kaç alternatif pist açılırsa bence burası da bir Sarıkamış olur. Tabi yolunun da yapılmazı lazım. Bir daha gider miyim? Bu sene zor, belki seneye yeni pist açılırsa ve yolu yapılırsa.

11 Ocak 2013 Cuma

Sarıkamış


Sezon açılmış, Sarıkamış planları da yapılmaya başlanmışken Sarıkamış hakkında bir yazı yazmazsam olmaz diye düşündüm. Sarıkamış benim ve pek çok tanıdığımın kaymaktan en çok keyif aldığı yer. 3 sezon gittim, bu sezonla birlikte 4. olacak. İlk defa gittikten sonraki düşüncem şuydu; ömrüm ve sağlığım elverdiğince buraya her yıl en az 1 hafta gelmek istiyorum. Dans eden karlar diyarı diyorlar, bir de bir giden her yıl mutlaka gidermiş. Muhteşem doğası, toz karı, çam ormanları, geniş ve uzun pistleri ve off-pistlerinin yanında şimdiye kadar hep günlerce bir ekiple birlikte kaymanın ve olmanın da etkisi vardır mutlaka Sarıkamış'ı bu kadar sevmemde. Uzak olduğundan ve de kaymaya doymak için Sarıkamış'a en az 1 haftalık bir plan yapmak gerekiyor, ama bu süre sonunda bile doyulamıyor.

İlk defa 2010 Mart ayının sonlarına doğru gitmiştim Sarıkamış'a. Fatih abi ile Samsun'dan çıkıp bir gece Bayburt'ta kalıp, ertesi gün Erzurum, Palandöken yapmıştık, cağ kebabını da ilk o zaman tatmıştım ve tadı hala damağımda (Palandöken, Erzurum ve Cağ kebabı için ayrı bir yazı yazmak gerekiyor bir ara). Erzurum'da bir gece kalıp ertesi sabah Sarıkamış'a geçmiştik. O sene kar yağışı fazla olmamıştı, havalar dengesiz gitmişti (Şubat ortasında Erciyes'e yağmur yağdığını hatırlıyorum mesela, o gün omzumu sakatlamıştım hatta) önceki hafta da Sarıkamış'a yağmur yağdığından karları biraz eritmişti. Çamkar'ın dibi her yer açıklıktı (zaten bir tek o sene görebildim, sonraki senelerde hem daha erken hem de bol yağışlı zamanlarda gittiğimizden her yer bembeyazdı).


O sene kartutkusu forumundan kalabalık bir ekiple Çamkar'da kaldık, sakatlığım yeni geçtiğinden çok temkinli kaydım, ama tüm olumsuzluklara rağmen o zamana kadarki en keyif aldığım yer oldu Sarıkamış.


2011 sezonunda kardeşimle sömestr dönemine plan yaptık ama o yıl da Ocak sonuna kadar oralara doğru düzgün kar yağmadı, kardeşim gelemedi ama biz de Fatih abi ve selimışıkla mart başına kaydırdık planı. Çok güzel zamanda gitmişiz (zaten ondan sonra Mart başı bizim için Sarıkamış zamanı oldu) O sene benim arabayla gitmiştik, Karadeniz sahil yolundan yine bir gün Erzurum Palandöken yapıp ertesi gün Sarıkamış'a geçtik. Çamkar'da kaldık.









O sene kar harikaydı, ağaç aralarında bolkar harikaydı, hemen hemen her gün taze kar yağdı ama ben bolkarın keyfini doyasıya çıkaramadım. O sene yeni aldığım board (evil twin) bolkara pek uyumlu değildi, bolkar benim için eziyet oldu daha çok. Hatta ilk gün liftlerin kapanmasına yakın saat 4 gibi bolkara daldık, snowpark tarafından girip 5'e bağlanmaya çalışıyorduk ama eğim azalınca ben saplanıp kaldım, hava karardı, bordu çıkardım, bele kadar bolkara gömülerek piste çıkmam 1 saatten fazla sürdü. Bu arada telefonumun şarjı bitmişti, telsizle konuşuyorduk ama onun da şarjı bitti, Fatih abiler de endişelenmişler ama sürüne sürüne piste çıkmıştım sonunda. O da bana ders oldu, o zamandan beri gün sonuna doğru son turlarda fazla macera aramadan pistte takılmak daha mantıklı geliyor.




Skiciyiz'den Eren'ler  ve önceki sene kartutkusundan bir ekip de o dönem oradaydı. Eren'in hazırladığı video için tıklayın (vimeodaki videolar gömülü izlenemiyor maalesef, linke tıklayıp izlemek lazım)

Geçen sene (2012 Mart) en çok keyif aldığım yıldı, bir önceki yılki bolkarda çektiğim eziyetlerden sonra bolkar canavarı freeride bir board aldım (Charlie Slasher, ve 8 gün boyunca hep onunla kaydım, evil twini de götürmüş olmama rağmen yüzüne bile bakmadım :)


Çok sağlam bir ekiple Kar otelde kaldık.






Fiyat performans olarak da en iyi yıldı. Müthiş bir fiyata kaldık ve amacımız sadece kaymak olduğu için sabahtan akşama kadar köpekler gibi kaydık, 8 gün, günde min. 15 iniş, nerden baksan 120 iniş eder, bunun sadece 1 ya da 2'sini pistten kaydık, ağaç aralarında, ormandan çıkmadık hiç, hep off pist, hep bolkar.










2012'de Cihan'ın hazırladığı video için tıklayın (yine vimeo olduğu için gömülü izlenemiyor maalesef)

Koray abinin GoProsuyla orman için videom


Koray abinin ve Çağdaş'ın GoProlarından çekilen görüntülerden kendim için yaptığım edit


Koray abinin hazırladığı edit (mükemmel)


Oteller arası bir karşılaştırma yapılacak olursa; Çamkar aslında her açıdan optimum bir otel. Pistin dibinde, sabah, öğlen, akşam açık büfe yemekler, akşam pistten dönünce 5 çayı yanında kek pasta börek, skipass dahil. 2010 yılında 100, 2011'de 120 TL'ye kaldık (2 kişilik odada kişi başı). Geçen sene kar otel sabah kahvaltısı ve akşam yemeği açık büfe, 5 çayı, kek, pasta, skipass 77 TL gibi inanılmaz bir fiyata kaldık. Amaç sadece kaymaksa ve otel de oda sıcaklığı, sıcak su, hijyen vs. gibi minimum standartları karşılıyorsa en ucuz olanı tercih etmek en mantıklısı. Sarıkamış merkezde de oteller var ama bazıları sanırım skipass karşılamıyor. Skipass karşılamıyorsa ancak fiyatı çok cazipse tercih edilebilir. Toprak otelde hiç kalmamış olsam da, sadece lobisine girip oturmak bile otel hakkında fikir veriyor, lobideki görüntü muazzam, ahşap merdivenler, geniş lobi, deri koltuklar vs. 5 yıldızın hakkını veriyor yani. Geçen sene 140-150 TL civarındaymış ki, o lüks için değer bence. Ama kişisel tecihim lükse her gün fazladan vereceğim paraya minimum standartları karşılayan daha ucuz bir otelde daha uzun süre kalmak olur.

Sarıkamış'ın hiç mi olumsuz yanı yok diye sorulursa sadece liftlerle alakalı şeyler geliyor aklıma, haftaiçi özellikle yavaş çalıştırıyorlar, Karanlıkdere liftini keyfi olarak açmayabiliyorlar, ayrıca bu lift çok arıza veriyor (2011 sezonunda Eren'ler bir saatten fazla mahsur kalmışlar soğukta, ertesi haftasonu gün ortasında yine en az 1 saat kadar arızalandı, o sırada şans eseri ben liftte değildim). 1. ve 2. etaptaki diğer iki lift Doppelmayr ve hiç arızalandığını görmedik, oradakilerin söylediklerine göre de yapıldıkları günden beri arızalanmamış. Karanlıkdere lifti ise Türk bir firmanın yapımıymış ve her gidişimizde illa ki arıza verdi. Sarıkamışla ilgili aklıma gelen tek olumsuzluk bunlar.

Sonuç olarak diyeceğim şudur ki, kayak ya da snowboard yapıyorsanız ve henüz Sarıkamış'ı görmemişseniz çok şey kaybediyorsunuz. Bir an önce mümkünse 1 haftalık, değilse 4-5 günlük bir plan yapıp gidin.